Pinus Pinaster özütü, çeşitli kronik hastalıkların tedavisinde etkili bir bitkisel çözümdür. Yapılan araştırmalar, bu özütün astım ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi hastalıklar üzerinde olumlu etkiler sağladığını göstermektedir.

Astım hastalarında, özellikle çocuklarda, düzenli Pinus Pinaster kullanımıyla solunum fonksiyonlarında iyileşmeler ve nefes alma zorluklarında azalma gözlemlenmiştir. Ayrıca, bu özüt, astımlı çocuklarda Albuterol inhalerlerine olan bağımlılığı azaltmış ve tıkanmalı öksürük ile nefes darlığı şikayetlerinde belirgin iyileşmeler sağlamıştır.

Pinus Pinaster, DEHB semptomlarını hafifletmeye de yardımcı olabilir. Beyin fonksiyonları üzerinde olumlu etkiler yaparak, dikkat dağınıklığını azaltabilir ve hiperaktiviteyi kontrol altına alabilir.

Sonuç olarak, Pinus Pinaster özütü, astım ve DEHB gibi sağlık sorunlarına karşı etkili bir doğal tedavi seçeneği sunmaktadır. Ancak, kullanım öncesinde bir doktora danışmak önemlidir.

Bu bitki, tonik ve astringan (sıkılaştırıcı) özelliklere sahip olup, özellikle lenf bezlerinin kronik iltihaplanması (Lenfanjit) ve büyümüş lenf bezlerinin küçülmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Geleneksel Çin tıbbında, damar hastalığı olan Fleboflegoz tedavisinde de kullanılmaktadır. Ayrıca, baş ve boyun tümörlerinde de etkinliği hem in vivo hem de in vitro bilimsel çalışmalarda kanıtlanmıştır.

Anadolu tıbbında ise, bitkinin öz suyu ile yapılan galenik preparatlar, krem formuna dönüştürülmeden önce, geçmeyen yaraların tedavisinde yaygın olarak kullanılır.

Bu bitkinin etki mekanizmasında, başlıca aktif bileşenler arasında İridoitler ve Diosmetin yer alır, bu bileşenler bitkinin iyileştirici etkilerini güçlendirir.

Calendula Officinalis, halk arasında "Aynısefa" olarak bilinen, pek çok sağlık yararı olan bir bitkidir. Bu bitki, mukoz membranların iltihaplanması, peptik ve duodenal ülserler, gastrointestinal spazmlar ve lenf bezi büyümeleri gibi durumların tedavisinde oral olarak kullanılabilir. Ayrıca, yara tedavisinde çiçeklerinden hazırlanan merhem formülasyonları, %2-%5 oranında topikal olarak etkilenen bölgelere uygulanarak iyileşmeye yardımcı olur.

Calendula, güçlü antimikrobiyal, antiviral, immünmodülatör ve hepatoprotektif (karaciğer koruyucu) etkinliklere sahiptir. Bu özellikleri, enfeksiyonların önlenmesine, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine ve karaciğerin sağlığının korunmasına yardımcı olur.

Bitkinin etki mekanizmasında önemli rol oynayan başlıca fitobiyolojik bileşenler seksiterpenler, flavonoitler, kumarinler ve saponinlerdir. Bu bileşikler, Calendula'nın iyileştirici etkilerini destekleyerek, vücudu çeşitli rahatsızlıklara karşı korur.